Pages

23 Ağustos 2012 Perşembe

Süt gerçeği

Aktivist, hayvan hakları savunucusu Gary Yourofsky'nin 2010 yılında Georgia Tech'te düzenlediği Hayvan Hakları ve Veganizm konulu konuşmadan alıntıdır:

...

“Gaddarlık söz konusu olduğunda, bir bardak süt içmenin biftek yemekten daha gaddarca olduğunu düşünüyorum.

Dişi ineğin süt verebilmesi için hamile kalması gerekiyor. Her yıl süt çiftliklerindeki her inek tecavüze uğruyor. Çelikten uzun bir aygıtı vajinalarına sokup onlara boğa spermi enjekte ediyorlar. Veya bazen bunun için sadece ellerini kullanıyorlar. Böylece süt akışını zorluyorlar. İnek doğum yaptıktan sonra bebeği çalınıyor. Ve size bir şey söyleyeyim: bu hayatımda duyduğum en kötü çığlık. Hepsini kendi kulağımla duydum. Yaklaşık 15 yıl önce tüm bunları keşfetmeye başladığımda, ben de herkes gibiydim. Bu kadar kötü olduğuna inanmıyordum. Herkesin bu konuyu abarttığını düşünüyordum. Ama bunu aklının bir köşesine iten, unutan herkesin aksine, ben neler olup bittiğini öğrenmeye gittim. 1993 yılında Detroit’te Thorn Apple Valley domuz mezbahasında 6 hafta geçirdim. Hayvan araştırma laboratuvarlarına gizlice girdim. Kürk çiftliklerine gizlice girdim. Michigan’da karşıma çıkan tüm hayvan sirklerinin ve rodeoların sahne arkasına gittim. Ama hayatımda duyduğum en kötü çığlık süt çiftliğindeki anne ineğin çığlığıydı. Çalınan bebeğinin kendine geri verilmesi için her gün avazı çıktığı kadar bağırıyor ve çığlık atıyor.

Peki bebekleri neden annelerinden alıyorlar? Çünkü süt endüstrisi küçük bebeklerin kendileri için üretilen sütün tamamını içmelerine izin vermez. Onun yerine size satabilecekken! Sizin içtiğiniz her bir bardak sütü bir buzağı içememiş oluyor.

Ve anne inekler zaten TEK bir sebeple süt üretiyor. Hayır biz insanların süt içmesine gerek yok; doğa en başından bunun çaresine bakmış: inekler sadece ve sadece kendi bebekleri için süt üretiyorlar. Vücudumuzun kesinlikle inek sütüne ihtiyacı yok. Başka hayvanların sütüne de ihtiyacı yok! İhtiyacımız olan tek süt doğduğumuz zaman kendi annemizin sütü, o kadar! Ve yemek yemeğe başladıktan sonra artık hayatımız boyunca bir damla bile süte ihtiyacımız yok. Bu gezegende yemek yemeğe başladıktan sonra süte ihtiyacı olan hiçbir tür yok. İlla ki beslenmenizde süt olsun istiyorsanız: soya sütü, pirinç sütü, badem sütü, kenevir sütü, Hindistan cevizi sütü, yulaf sütü, fındık sütü. Bu yedi sütten birini seveceğinizi garanti ediyorum. “

6 Mayıs 2012 Pazar

SÖZCÜKLER, ŞARKILAR VE ŞİİR

Sabit Fikir dergisinin Nisan 2012 sayısında yayımlanan makalem:

http://www.sabitfikir.com/elestiri/sozcukler-sarkilar-ve-siir

Şarkı sözleri şiir değildir; sadece şarkıda yer alan sözcüklerdir.

Mother, Brother, Lover” adlı kitabının Sunuş kısmında böyle demiş Jarvis Cocker. Kendisine ait şarkı sözlerini bir araya getiren kitap, geçen yılın sonuna doğru yayımlandı.

1980’lerde İngiltere’den çıkan en başarılı Britpop gruplarından Pulp’ın vokalisti olarak tanıdık Jarvis’i. Bir süredir solo kariyerini sürdürüyor ama geçen yıl sürpriz bir şekilde yeniden Pulp’la sahneye döndü. Sonuçta bir müzik adamı; ancak her müzisyende olmayan bir yönü var. Toplumsal ve politik konularda yaptığı gözlemleri ve onları ifade ediş biçimi çok çarpıcı.

Onun gibi yetenekli ve zeki bir müzisyenden ilham alan çok sayıda yazı yazılabilir. Bu yazıya ise, “şarkı sözlerinin şiir olmadığı” şeklindeki görüşüyle ilham verdi. Bu düşüncesini henüz kitabı alıp okumadan önce bir arkadaşımdan duymuş ve “Öyleyse Jarvis’le aynı fikirde değilim. Ben, Morrissey, Leonard Cohen ve Bob Dylan gibi müzisyenlerin yazdığı şarkı sözlerini şiir olarak nitelerim,” demiştim.

Daha sonra kitabı bir tanıdık aracılığıyla Manchester’dan getirtip okuyunca, o sözleri kendi konsepti içinde anlamlandırabildim. Şarkı sözlerinin müzik eşliğinde bir bütünün parçası olarak, ritim ve melodiyle uyumlu bir şekilde işlevini yerine getirdiğini; o bütünün dışında bağımsız okunduğunda etkisinin kalmadığını söylüyor Jarvis. Örnek de veriyor buna. İlk gençlik yıllarında Pink Floyd’un “The Dark Side of the Moon” albümünü alıp kapaktaki sözleri okuduğunda, kendisine hiç de hoş gelmemiş.

Çok sevdiğimiz bazı şarkıların sözlerine özel olarak dikkat ettiğimizde aynı duyguları hepimiz yaşarız. Jarvis’in dediği gibi, nasıl gitar ya da davul sesleri şarkının kendisinden bağımsız olarak tek başına dinlenmiyorsa, sözler de şarkının içinde yorumlanıp değerlendirilmeli.

Fakat “Mother, Brother, Lover”daki makaleyi okumaya devam ettiğimde, sonunda Jarvis’le aynı noktada buluştuğumuzu gördüm. Şöyle diyor yazıda:

Bu makaleye şarkı sözlerinin pop müzikte çok da önemli olmadığını söyleyerek başladım; ama elbette yıllar içinde bu kuralın dışına çıkan çok sayıda istisna ile karşılaştım. En çok satanlardan oluşan ‘Chart Pop’, dil açısından fazla bir değer ifade etmeyebilir; ama bu bitik yoldan uzaklaşır uzaklaşmaz o değeri bulursunuz. Lou Reed ve The Velvet Underground’dan daha önce söz ettim ama Scott Walker, Leonard Cohen, Lee Hazelwood, Jim Morrison, Dory Previn, David Bowie, Mark E. Smith, Nick Cave, Jeffrey Lewis, Will Oldham ve Bill Callahan, şarkılarında düşündürücü konuları işleme yeteneklerine saygı duyduğum yazarlardan bazıları. Bob Dylan’ı da unutmayalım. Onu sona bıraktım ama ‘A Simple Twist of Fate’, şarkıda öykü anlatmanın en sihirli örneğidir.

Jarvis’le aynı görüşte olmamıza çok sevindim. Neden Morrissey’i saymadı bilmiyorum ama kendisiyle konuşma olanağım olursa bunu sorarım. Çünkü o da yazdığı şiirsel sözlerle yüreğimize dokunan, hayatımızı değiştiren müzisyenlerden birisi...

Sonuç olarak, bazı şarkı sözleri şiirdir, bazıları öykü anlatır ve onları ancak gözlem gücü yüksek, dile çok hakim özel müzisyenler yazabilir.

Bu nedenle de, Bob Dylan’ın yıllardır Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilmesi ya da Jarvis Cocker’ın şarkı sözlerinin kitap olarak basılması hiç de şaşırtıcı değildir.

-